İçerisinde yaşadığımız, havasını soluduğumuz, suyunu içtiğimiz türlü olanaklarından yararlandığımız doğal ortama çevre denir. Dünyamızdaki tüm canlılar bu doğal çevrede doğarlar, yaşarlar ve ölürler. Etraftaki cansız varlıklarsa yaşamın sürekliliği içinde yerlerini alırlar. Yaşadığımız bu doğal çevrede bütün varlıkların birbirleriyle arasında bozulmayan bir denge vardır. Bu dengelerden birinin bozulması dünyamızda telafisi imkansız bozulmalara yol açabilir. Bu nedenle doğal dengenin bozulmaması için kendimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Yaşadığımız çevreye karşı duyarl ıolmal ıve onun ne kadar değerli olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Varolduğu günden bu yana doğanın kontrolünü kendi yönetimi altına almak isteyen insanoğlu, kendi çıkarı için doğadaki dengeyi bozmayı başarmış, kendisine hayat sunan doğayı büyük bir bilgisizlikle ve bilinçsizlikle yok etmeye başlamıştır.
İnsanlar çok süre doğa ile iç içe uyum içinde yaşadılar. Çevrelerini kirletmediler. İklim, bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasında kurulmuş olan denge, sanayi uygarlığının başladığı döneme kadar barış içinde sürdü. Tüm canlılar sağlıklı olarak nesillerini korudular.
19. yüzyılda başlayan ve sonrasında hızla gelişen sanayi, beraberinde çevre kirliliğini de getirdi. Çevre kirliliği; katı, sıv ıve gaz atıklarla hava, su ve toprağın doğal yapısının bozulması demektir. Ayrıca bunların yan ısıra büyük şehirlerde yaşanan gürültü kirliliğini de katmak gerekir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın önerisi ile 5 Haziran günü Dünya Çevre Haftası’nın başlangıcı olarak kabul edildi. Günün amacı; çevre kirliliğinin yarattığı sorunlara dikkat çekmek, çözüm yolları bulmak ve bunların uygulanmasına yardımcı olmaktır. Haziran ayının ikinci pazartesi günü başlayan haftanın çevre koruma haftas ıolarak kabul edilmesi ve değerlendirilmesi, sorunun ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.
Çevre Koruma Haftası Etkinlikleri
Çeşitli seminer ve toplantılarda, çevre kirliliğinin nedenleri, yol açtığı sorunlar ve çözüm yolları üzerinde konuşulur. Okullarda, gazete ve dergilerde, radyo ve televizyonlarda çevre kirliliği anlatılır. Yurdun çeşitli yerlerinde temizlik kampanyaları başlatılır.
Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamak bütün canlıların hakkıdır. Öyleyse çevrenin korunmasına çalışmak, düşünen her insanın görevi olmalıdır.
Bizler çevremizi bu hale getirdikten sonra neler yapmalıyız? Onlara bir göz atalım. Bunlar biraz bilgi, biraz duyarlılıkla çözüme neden olacak basit tedbirlerdir.
Çevreyle İlgili Özlü Sözler
Çiçekler ağaçların gözü, kuşlar dilidir.
Doğa, hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
Doğa, Tanrı’nın yazdığı bir kitaptır.
Çiçeklerin olmadığı yerde insanlar yaşayamaz.
İnsanları mutluluğa götüren yollardan birisi de doğa sevgisinden geçer.
Hepimizin bir annesi vardı: Toprak
Ormanı sev, yeşili koru.
Ağaç sevgiyle büyür.
Çoraklığa kızacağına bir fidan dik.
Sevgi ektiğimiz yerde, sevinç büyür.
Dünya çiçeklerle güler.
İnsanı daha az değil, doğayı daha çok sevelim.
Aslan yatağından belli olur.
Kirletiyorsan, şikayet etmeye hakkın olamaz.
Doğa ölüyorsa, sıra seyircilere de gelecektir.
Çocuklara bırakabileceğimiz en büyük servet, tertemiz bir dünyadır.